Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı Yardımcısı Adayı ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Ankara’nın Keçiören’de gerçekleştirdiği stant ziyareti mitinge dönüştü.
Twitter hesabından yaptığı paylaşımda Keçiörenlilere teşekkür eden Yavaş, “Yağış, rötar ancak inadına coşku. Stant ziyaretimiz geç saate kalmasına karşın adeta miting havasına büründü. Keçiörenli hemşehrilerime yürekten teşekkür ediyorum” dedi.
Burada seçim otobüsü üzerinden konuşma yapan Mansur Yavaş, isim vermeden Etraf, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un bakanlık imkanlarını seçim çalışmalarında kullanmasıyla ilgili soru üzerine yaptığı “Bakanlık gücü yetkilerse şayet, yetkilerimi kullanıyorum. Kullanacağım alışılmış ki” açıklamasını eleştirdi.
“Devletin uçağını, makam araçlarını, her türlü imkanını kullanıyorlar. İstediğiniz üzere gezemezsiniz makam araçlarıyla, devletin uçakları ile seçim propagandasına gidemezsiniz” diyen Yavaş, “Hepimizin vergisi var. Helal etmiyoruz size. Kendine her şeyi hak gören bu zihniyetin değişme vakti geldi” sözlerini kullandı.
ANKA Haber Ajansı’nın haberine nazaran, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, konuşmasında şunları söyledi:
MELİK GÖKÇEK’E: BİR OĞLUNA TELEVİZYON BİR OĞLUNA FUTBOL TAKIMI
“4 yıldır Ankara’da çalışıyoruz, evvelce biliyorsunuz yalnızca ranta dayalı ve 25 yıldır beşerler yapılan işlerin birçoğunu belediyecilik olarak isimlendirilip, betona dayalı insanı öncelemeyen bir belediyecilik anlayışı vardı. Bu, rantı biliyorsunuz bir oğluna televizyon, bir oğluna futbol grubu, Ankara’nın kaynaklarını daima kullanarak oralara aktarılıyor. Bir imar değişikliği ile 1 katrilyon üzere bir para birinin cebine giriyor, kul hakkına giriliyor, makul isimler varlıklı ediliyor ve bir yandan da değerli hizmet verilip Ankara’ya el ettikleri paralarla kolilerle yardım altında dağıtıyorlardı.”
’21 YILDIR İKTİDARDALAR HİÇBİR KUSUR OMUZLARINA YAPIŞMIYOR’
“Biz bunun belediyecilik olmadığını daima söylüyorduk ancak Ankara halkı bize inandı ve en azından farklı bir belediyeciliği, farklı bir idarenin nasıl olacağını göstermiş oldu. Artık sıra Türkiye’de. Zira 21 yıldır bir iktidar var, her şeyi güzel yaptığını düşünüyor, hiçbir vakit kusur omuzlarına yapışmıyor. Hatalı ya dış güçler oluyor ya da birileri bize daima operasyon çekiyor, bir yandan dünya deviyiz derken nedense bunların hiçbirine müdahale edilemiyor.”
‘BELLİ BİR ZÜMRE LÜKS YAŞIYOR LAKİN BİR SÜRÜ İNSANIN HAKKI MÜLAKATLARDA ELİNDE ALINIYOR’
“Ülke mülteci deposu olmuş, uyuşturucu 10 yaşa inmiş, geçim zahmeti son hadde gelmiş, yöneticilere sorduğunuz vakit ‘Yok, o denli bir şey. Türkiye’de her şey iyi’ deniyor. Zira sırça köşklerinde kalıyorlar. Halktan koptular, aşikâr bir zümre lüks yaşıyor, şatafatlı yaşıyor. Hiçbir sorun çekmiyor lakin bu ortada da bir sürü insanın hakkı, mülakatlarla torpiller ile de elinden alınıyor. Artık okuyan gençler, hayal dahi kuramaz oldu. Ancak bu ortada da mevcut sistemin devam etmesi için endişe siyaseti gündeme geldi.
‘İKTİDARA GELDİKLERİNDE TERÖR SIFIRDI, KENDİLERİ BU HALE GETİRDİ’
“Hatırlarsınız, Ankara’da bu kadar tertemiz genç varken dediler ki korkutmak için, ‘Sayaçları PKK’lılar okuyacak, DHKP-C’liler de fatura kesecek”. Artık yeniden birebirini yapıyorlar. Hiç merak etmeyin, beşerler yoksulluğu, pahalılığı konuşmasın diye, zahmetleri konuşmasın diye maalesef bu türlü toplum yüzde 55-60’ını neredeyse terörle kabahatler hale geldiler. Bir yandan diyorlar ki; dağda çok düzgün uğraş ettik, dağlarda 85 terörist kaldı. Bir yandan da teröristlerin ardına saklanarak toplumu korkutuyorlar. Halbuki birinci iktidara geldiklerinde terör sıfırdı. Bu hale kendileri getirdi. Çözemiyorlar, ondan sonra korkutarak insanlardan oy almak istiyorlar. Artık, daima olarak bu seçim boyunca bunların konuşmasın diye daima çamur attılar.”
‘KENDİNİZE OY VERMEYENLERE HAİN MUAMELESİ YAPARSANIZ ÜLKEYİ BÖLERSİNİZ’
“Biz Ankara’da seçimi kazandığımız vakit, ‘Seçimi kazandık, asla zafer kazanmadık. Yalnızca 5 yıllığına misyonu devraldık. Zaferden bahsetmek için karşıda düşman olması gerekir. Ankara’da bizim düşmanımız yok’ dedik. Birebir ideolojiyi Türkiye’ye yayacağız. Zira, bugünkü iktidar kendisi üzere düşünmeyen herkese, ‘Benim üzere düşünmüyorsan, beni desteklemiyorsan o vakit sen teröristsin, siz illetsiniz, zilletsiniz, vatan hainisiniz’ üzere kelamlar söylüyorlar. Elbette farklı farklı düşünecekler. Hiçbir Millet İttifakı genel liderinden ya da mensubundan Cumhur İttifakı’na oy verenlerle ilgili tek söz berbat kelam çıkmadı. Neden bizi hengame ettirmek istiyorsunuz? Asıl bölücülük budur. Kendilerine oy verenleri vatansever, oy vermeyenlere vatan haini muamelesi yaparsanız bu ülkeyi bölersiniz.”
‘TÜRKİYE’DEKİ EN BÜYÜK BEKA SIKINTISI SİZLERSİNİZ’
Altılı Masa diye, altı önderin yan yana gelip iki yıldır çalışıp uzlaştıkları ortak mutabakat metni ortadayken bunlar ‘altı benzemez’ dediler lakin kendileri de altıyı buldular. PKK ile emsal görüşleri savunan HÜDA PAR’ı içlerine aldılar. Yıllar evvel Ankara’da üç kişiyi öldürüp betona gömen şahsı, 71 yaşındaki kişiyi yaşlandı diye Cumhurbaşkanın imzası ile tahliye ettiler. Bu ortada 85-90 yaşında kendi hayatını sıkıntı idame eden erdemli Türk Ordusu’nun subaylarını ısrarla içerden salmadılar. Ben diyorum ki, Türkiye’deki en büyük beka sorunu sizlersiniz. İktidarda kalmak için her türlü iftirayı atıyorsunuz lakin Türk milleti bunu yemeyecek. Biz zati bölünmeyeceğiz. Eli kanlı terör örgütü kan kusturdu bu ülkeye bölünmedi. Madem 85 tane kaldı neyden korkuyorsunuz? Bu yaş pasta mı çabucak bölünecek? İşte burada Cumhuriyetin kurucu partisinin iradesi ile İYİ Parti ve diğer dört parti daha hepsi buradalar. Bunlar böldürür mü bu memleketi? Tam bilakis bölmek isteyenlere mani olurlar.”
‘İHTİYAÇ OLURSA MİLLİYETÇİ GEREKSİNİM OLURSA AYAKLAR ALTINA ALIYOR’
“Her türlü milliyetçiliği ayaklar altına aldım diyen bunlar değil miydi? Niçin değiştiniz, milliyetçi oldunuz artık? Muhtaçlık olursa milliyetçi, muhtaçlık olursa ayaklar altına alıyorlar. Artık, yönetemez duruma gelmişlerdir ve inşallah gidip gördüğünüz mitinglerde halk karar vermiş. Sayın Kılıçdaroğlu’nun ağzından çıkmayan kelamları basıp dağıtıyorlar, biliyorsunuz bunu Ankara’da kimin yapacağını varsayım ediyorsunuz. Bir tane Ankara’nın sahtekarı var, daima onun başının altından çıkar. Madem dindar geçiniyorsunuz, gerçek Müslümansınız, Müslümanın ağzından bal damlar, palavra söylemez. Bu formda tuzak kurmaz. Artık, oy versin vermesin herkesin kucaklayacak, herkese eşit davranacak, şefkatli, merhametli davranacak bir iktidar geliyor.”
‘AZARLANMAKTAN BIKTIK’
“Azarlanmaktan bıktık. Çıkıyor koca koca adamlar, gençlere akıl veriyor; şöyle yapmayın, bu türlü yapmayın, şunu giymeyin, bu türlü gezmeyin… Size ne? Siz bu ülkeyi yönetim etmek için seçildiniz, bizim hiçbir şeyimize karışamazsınız. Burası özgür bir ülkedir. Azarlayamazsınız… O gençlerin yurt dışına gitmek istemesi de olağan. En uygun okullarda okumak istemeleri olağan. En düzgün otomobillere binmek istemeleri olağan. En uygun cep telefonu kullanmak istemeleri olağan. Daima sizin çocuklarınız mı yeterli yaşayacak? Bir lokmaya, bir hırkaya talibiz dediler, bizim malda gözümüz ok dediler, artık daima bana daima bana diyorlar.”
‘HEPİMİZİN VERGİSİ VAR, HELAL ETMİYORUZ’
“Seçime giriyoruz, seçime girerken onlar da aday birebir vakitte, bakan olsa da aday. Devletin uçağını, makam araçlarını, her türlü imkanını kullanıyorlar. Televizyonda bu sorulduğu vakit ‘Elbette kullanıyoruz, ne var bunda’ diyor. Devlete bu türlü bakmaya başladıysanız, devlet artık bizim diyorsunuz ve devletin malı deniz, yemeyen domuz gözü ile bakıyorsunuz, o denli mi? Herkesten fazla dikkat etmesi gereken beşerler, o paralarda bizim de hakkımız var. İstediğiniz üzere gezemezsiniz makam araçlarıyla, devletin uçakları ile seçim propagandasına gidemezsiniz. Hepimizin vergisi var. Helal etmiyoruz size. Kendine her şeyi hak gören bu zihniyetin değişme vakti geldi.” (HABER MERKEZİ)